not: melekler hakkında yazmayı pek sevmem. ama bu bir spn(supernatural) fanfictionudur.
not2: yazının orijinal adı ''Angel is Gone''dır.
Gitme diyemedim, sen acı içinde bakarken… ~
Yorgun bir adam. Durgun bir deniz…
Bir melek kanatlarıyla nasıl acıyı getirir?
Bedenine ağır basan ruhundan notalar…
Bir melek aşkı nasıl çalabilir?
Kapanan göz kapakları ve birkaç damla yaş…
Bir insan bir meleğe nasıl tutulabilir?
Hafif yıkıcı bir melodi…
‘’ o gitti. ‘’
Peki, ne zaman geldi?
Ne zaman?
Ne zaman derin mavileri kucaklamıştı tüm bu yeşilliği?
Tertemiz kalbi asla kabul edemezdi, edemeyecekti.
Güçlü adam içinden bir şeyler daha parçaladı.
Ne olduğunu bilmiyordu.
Nasıl yaptığını da…
Artık tanrıya inanmak istemedi.
Artık meleklere inanmak istemedi.
Durgun denizden o an başlayan sert dalgalar sanki vuruyordu yüzüne.
Neden? Diyordu belki.
Yapamadı.
Yeterince güçlü değildi.
Yorgun adam uzun zaman sonra yorgunluğunu kabul etti.
Meleğinin gözyaşlarını da göremedi,
Tüm inançları gitti.~
‘’Dean!’’
Hayır, bu müzik mutluluğa gene uymuyordu. Kötü bir gün daha. Onlarca kötü gün daha…
Adını unuttuğu kadına gülümsedi.
Geçmiş… Geçmiş gene canlanıyordu. Gözlerini yumdu.
~
‘’Dean?’’
Küçük Dean , 3 yaşına yeni basmış, inançlı bir çocuk, babasına döndü.
‘’ Ne yapıyorsun bu mezarda?’’ diyordu.
Dean sakin yanıtladı.
‘’ meleğimin dönmesini bekliyorum.’’
~
Yıllar yılı sertleşen, insanlara soğuyan ve bunu inkâr eden, her şeyi alaya almaya başlayan bir adam…
Castiel en başından beri âşık olduğu bu adamın bu hale düşmesini görmeye devam etti.
Zamanı gelmişti.
İnmeye karar verdi…
~
‘’ ne demek inemezsin!?’’
Anna inledi. ‘’ bu neyi değiştirecek? Onu artık değiştiremezsin Castiel! Çok geç görmüyor musun!? Uzun zamandır yoksun! 2nci bedenini yaşıyor! Kaç yıldır seni bekledi? 40?50? ‘’
Castiel gözlerini yumdu. ‘’ Lütfen yapma… ‘’
Anna ise devam etti. ‘’ ne bekliyorsun?’’
Derin maviler birden açıldı. Melek üstünün verdiği soruyu yanıtladı. ‘’ ona hiç veda edemedim… ‘’
~
Anılardan nefret ediyordu.
Geçmişten nefret ediyordu.
Unutamamaktan nefret ediyordu. Gözlerini açarken güçlü adam maskesini yeniden taktı. Dean elini yanındaki sarışın kıza dolamış onu daha çok kendine çekiyorken gülümseyen dudakları dondu. Barın kapısındaki mavi gözlü adama şaşkın, kızgın, mutlu ve aynı zamanda da üzgün baktığını kendi bile fark edemeden yanındaki genç kızı bıraktı. Hızla yerinden kalkerken ne yapacağını bilmiyor, homurdanan kıza tuvalete gidiyorum gibisinden şeyler mırıldanırken ne dediğini bile bilmiyor, hızla içeri yöneldi.
~
‘’ Ne işin var burada?’’
Castiel sessizce lavabodan çıkan başka bir adamı daha gözüyle takip ederken kimsenin kalmadığına emin olunca duvara daha çok yaslandı.
‘’ sana bakmaya geldim-‘’
‘’ bana bakmaya gelme. Bir daha asla anlıyor musun?’’
Dean daha fazla konuşmadan kapıya yönelirken meleği sordu.
‘’ beni hatırlayacağını düşünmemiştim… Nasıl hatırlıyorsun? Nasıl unutmadın?’’
Dean kapıya tutunurken bir nefes verdi. ‘’ yalanladığım çok oldu. Çabaladım… Ama o anılar. Her baktığım yüzdeki, her gözün yetersiz rengi… Nasıl unutabilirim? Ama adını unuttum, üzgünüm.’’
Castiel gülümsedi. ‘’ Castiel… Ama sen hep Cas dersin.’’
Dean gülümsedi. ‘’ doğru… ‘’
Genç adam tekrar çıkacakken melek dayanmadı sordu. ‘’ unutmak istersen?’’
Dean kafasını salladı. ‘’ hayır… Fark etmez. 2 türlü de canım acıyacak değil mi? Canımız acıyacak?’’
Castiel bir damla yaşa artık engel olmazken adamın bunu görmemesi seviniyordu, cevapladı. ‘’ evet.’’
Dean omzunu silkti. ‘’ o zaman sorun değil. Melekler hep gider zaten değil mi?’’
Çıkarken Castiel bilmese de o da Dean’ın gözyaşını görememişti.
~
Melekler hep gider.
Ama Castiel hiç gidemedi.
Melek gider.
Ama Castiel kendini uzun zamandır bir melek gibi hissetmiyordu.
Melekler âşık olmaz.
Castiel bu hep güçlü görünen, yaralarını saklayan, uzun zamandır kimsesi olmadığı halde ayakta kalan genç adama aşıktı.
Castiel gidemedi.
Dean bilmedi, ama Castiel gidemedi.
Ama onun gitmesine izin verdi.
Melek gitti.
~