BE HEY DÜRZÜ !..
Ne ararsın Tanrı ile aramda!...
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda
Başı açığa niye türban sorarsın?
Raki, şarap içiyorsam sana ne?
Yoksa sana bir zararım, içerim.
İkimiz de gelsek kildan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp ******'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soguyacak bu millet
İşgaldeki hali sakın unutma.
******'e dil uzatma sebepsiz !
Sen anandan yine çıkardın ama,
Baban kimdi bilemezdin serefsiz ..!
VARLIĞIM
Ruhuma sunduğun mukaddes günâh,
Kanımda ateşten bir şarab oldu.
Sevdânın şimşeği çakınca gönlüm,
Nağmesi alevden bir rebab oldu.
Gökyüzü yıkıldı, yıldızlar söndü.
Güneş hiç doğmadı, ay geri döndü,
Kâinat kayboldu hiçe büründü.
Aşkınla başkası hep harab oldu.
O hırçın hayâlin ey sarhoş melek,
Serencâm besteler bana gülerek,
Son gece verdiğin zehirli çiçek,
Hicrânlar şerheden bir kitab oldu.
Vefâsız tali'im bir kara kaya,
Yalvardım, söylettim bu sırrı naya,
Varlığım yok oldu gün saya saya,
İçinden çıkılmaz bir hesab oldu.
1923
GELDİM
Dudağında yangın varmış dediler,
Tâ ezelden yayan koşarak geldim.
Alev yanaklarını sarmış dediler,
Sevda seli oldum, taşarak geldim.
Kapılmışım aşk uğruna bir kere,
Katlanırım her cefâya ve cevre,
Uğraya uğraya devirden devre,
Bütün kâinatı, aşarak geldim.
Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü,
Ben gönlümü sana verdim götürü.
Sana meftûn olduğumdan ötürü,
Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.
1937
BİLİR
Hakikat çıkmazı şu kahbe dünya,
Bu çok kısa yoldan dönenler bilir,
Bu yolun sırrıdır fırsatlar, sevda,
Tutuşup parlayıp sönenler bilir.
Aldana aldana gevredi dinim ;
Kalmadı düşmana, feleğe kinim ;
Doğruyu söylersem çarpar yeminim ;
Bu cengi, pusuya sinenler bilir.
Durma sor halini, hastanın, sağın ;
Tabii solacak gülleri bağın ;
Hayatın içini, kara toprağın
Üstünden altına inenler bilir.
Geniştir, ölçülemez hayalin çölü ;
Karşımda her diri söylenen ölü ;
Çok güçtür geçmesi bu sakar gölü ;
Dümensiz gemiye binenler bilir.
ÇOK ŞÜKÜR
Deli gönül, neyi özler durursun ?
Acınacak dostun, cânanın mı var ?
Dünya yansa yorganım yok içinde,
Harap olmuş evin, dükkânın mı var ?
Hatır, gönül bulamazsın birinde.
Dama dedi dişisinde erinde,
Vatan dedikleri yangın yerinde,
İnsanlığa hâlâ imânın mı var ?
Nene yetmez senin şu kuru kaval
Pîr aşkına sıkıldıkça durma, çal.
Maltadaki kurnazlardan ibret al,
Paran mı var, bağın, bostanın mı var ?
Sana giren çıkan nedir be dürzü ?
Be Allahın nümunelik öküzü
Ben mi yuttum on dört bin okka düzü,
Bekri Mustafa'dan fermanın mı var ?
Ne uymazsın zamaneye be domuz ?
Kırk senedir... ne verdin omuz.
Nâzır olmuş desem sana istakoz,
Reddedecek kılıç, kalkanın mı var ?
Çünkü neden ? Dalyanın yok, ağın yok,
Bir tek hamsi kızartacak yağın yok.
Ocağın yok, dalın yok, buğdayın yok,
Yoksa Gökalp gibi Tûran'ın mı var ?
Uyanmadın gitti, dalgın uykudan,
Sana ne be âlemdeki kaygudan ?
Dem vurursun siyasetten duygudan,
Beynelmilel bir imtihanın mı var ?
Feylesof'um dedi herif, pap çıktı,
Nâzır oldu, saman sattı sap çıktı.
Reçete şurup yazdı, hap çıktı,
Yutmayacak yoksa, âyanın mı var ?
İspermeçet zade (1), Kirpi (2), Pehlivan (3)
Yanaşması, o bayraklı Kahraman
Sadrazamlar içinde en düztaban (4)
İmzacılar başı Mervan'ın mı var ?
Çal nayını, ferahnâkte ver karar,
...n nazır .......rın müsteşar.
Kumda oyna çöp batmasın âşikâr
Düşünecek senin zamanın mı var ?
Kendi cihanında bak sen keyfine,
Kulak asma halkın hayfa-hayfine.
Tamburuna, kemânına, define
Sen de katıl, neyde noksanın mı var ?
Şu kırk yıldır senin daran alındı.
Suratına yüz bin kara çalındı.
Nasıl olsa şu bokluğa dalındı
Neyzen'den de büyük isyânın mı var ?
ANLADIN MI..?
Hicran destanını kendinden oku,
Mecnun'dan duyup da rivayet etme.
Aşkın Leyla'sını gördünse söyle.
Söz temsili bulup hikayet etme.
Yüz bin Leyla doğar alemde her gün,
Senin aradığın zevk, sefa düğün.
Tutacağın işi önceden düşün;
Daha ilk adımda nedamet etme.
Sevdanın oduna pek güvenilmez,
Tutuşurşan eğer kolay sönülmez.
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,
Canına kıymazsan seyahat etme.
İyi bak kabına, olmasın delik,
Boşuna taşırsın ,gider gündelik.
Anında olmalı, ettiğin iyilik,
Alem duysun diye, inayet etme.
Kabe'den maksadın varmaktır yara,
Kör gibi tapınma, kara duvara,
Hızır'ı ararsan kendinde ara,
Bulamadım gibi rezalet etme.
Muhabbet herkesin aklını çelmez,
Gönül viranesi kolay düzelmez.
Alemden çekinme bir zarar gelmez,
Sen kendi kendine hıyanet etme.
Şen şatır gönlüne hicran dolmasın,
Gençliğin gülşeni gamla solmasın.
Neyzen gibi aklın yarda olmasın,
Özründen çok büyük kabahat etme.
GECER
Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer,
Ömr-i fani gibidir; gün de geçer, dem de geçer,
Ram karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer,
Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer,
Gece gündüz yok olur an-ı dem adem de geçer.
Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi,
Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa ki hicran seli mi?
İnleyen saz-ı kazanın acaba bam teli mi ?
Çevrilir dest-i kaderle bu şu'unun filimi,
Ney susar, mey dökülür, gulgule-i Cem de geçer.
İbret aldın okudunsa şu yaman dünyadan,
Nefsini kurtara gör masyad-ı mafihadan,
Niyyet-i hilkatı bu aşk-ı cihan aradan,
Önü yokdan, sonu yokdan bu kuru da'vadadan,
Utanır gayret-i gufranla cehennem de geçer.
Ne şeriat, ne tariykat, ne hakiykat, ne türe,
Süremez hükmünü bunlar yaşadıkça bu küre,
Cahilin korku kokan defterini Tanrı düre!
Ma'rifet mahkemesinde verilen hükme göre,
Cennet iflas eder, efsane-i Adem de geçer.
Serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne,
Girmemiştir bu avalim, bu bedyi' gözüne.
Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne .
Pir olur sakiy-i gül çehre bakılmaz yüzüne,
Hak olur pir-i mungan, sohbet-i hemdem de geçer
1943
MERNUŞ
Bu engin ayrılık canıma yetti,
Başımdan aşıyor kederim Mernuş,
Bu yolda yazılmış fermanı kaza,
Bunu da gösterdi kaderim Mernuş.
Bağlanmıştım bütün kalbimle sana,
Şu fani cihanı okuttun bana.
Sen göçtükten sonra ben yana yana
Hicranla gözyaşı dökerim Mernuş.
Bu yolda cahilim, bildiğim kısa,
Sen girdin toprağa ben düştüm yasa.
Haklı haksız hatırını kırdımsa
Affet günahımı beşerim Mernuş.
KİME SORDUMSA
Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;
Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon:
Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler!..